Parti!

Meredith aynada parlayan mavi gözlerine bakıyordu. Siyah, vücuduna tam olarak yapışan, deri ve minicik elbisesi ile muazzam bir uyum oluşturmuştu vücudunda. Aynadaki yansımasına gülümsedi. Parmağıyla yansımasını göstererek "İşte bu bebeğim!" dedi kendi kendine. Açık siyah saçlarını elleri ile kabarttı. Kalçasını sallayarak Dowlings Night Club'un yolunu tuttu. Yağmur yağıyordu. Ve bu Meredith'e güç veriyordu. Su onun hayatıydı. O olmazsa Meredith Mira'da olmazdı. Dowlings Night Club'a yaklaştıkça müzik Meredith'i onu daha da ele geçiriyordu. Ritmin akışı ile birlikte sallanması hızlanan kalçaları ile birlikte çıkık dolgun dudaklarında hafif bir gülümseme belirdi. Eğlence... Dowlings Night Club'ın önünde hafif hafif içkisini yudumlamakta olan Inga'yı gördü. Gülümsemesi dahada artarak adımlarını hızlandırdı. Inga'nın yanına geldiğinde hala siste kaybolmuş gözlerinin onu farketmediğini anladı. Narin elini hafifçe Inga'nın gözlerinin önünde salladı. Inga irkildi. Bu Meredith'in büyük bir kahkaha atmasına neden oldu. Inga'da kendini tutamayarak Meredith ile birlikte kahkaha attı. Neşeli bir ses tonuyla konuştu Meredith kahkahaları bitince.

"Dalıp gitmişsin. Bensiz nefes bile almanın yasak olduğunu ne zaman unuttun bakalım?"

''Unuturmuyum hiç! Eee anlat bakalım. Yeni dedikodular vardır sende."

Aslında pek bir dedikodu yoktu. En azından su ve ateş kıtası için... Annem Su kıtasından babam ise Ateş kıtasındandı. Kardeşimde ateş kıtasından olduğundan ateş ile ilgili bilgimde vardı. Barmenden tekila istedim ve bardağımı yudumlarken Inga'ya baktım. Gülümseyerek konuşmaya başladım.

"Ah aslında pekde önemli bir şey yok Inga. Bildiğin kavgalar felan filan. En azından su kıtasında ve ateş kıtasında. Hava ile ilgili bir bilgi edinemedim."

Sözlerimin ardından büyük bir kahkaha attım. Neden attığımı bir tanrıçam biliyordu. Bunun neden olduğunu ben bile bilmiyordum. Ah ne kadar da salaktım. Elimdeki tekila bittiğinde bir tane daha istedim. Bu sefer içmedim. Masanın üzerine koydum ve parmağımla suyu bükemeye başladım. Bu şekilde suda dalgalar oluşturabiliyordum ve bu da çok eğlenceliydi. Elementimi seviyordum zaten Meredith de suların tanrıçası demekti. Mira ise sonu gelmeyen güzellik gibi birşeydi. İçkimle oynadıktan sonra bir dikişte bitirdim. Yüzümü buruşturarak bardağı barmene uzattım bir tane daha istiyordum.

Bardağı ile yavaş yavaş oynarken, Meredith bir şey bilmediğini, her zaman ki olaylar olduğunu ve hava kıtasından hiç bir bilgi öğrenemediğini anlattı. Inga şaşkın bir vaziyette içkisini yudumladı. Meredith ise bardağında ki tekilayı büküyordu. Bir süre hiç konuşmadan onu seyretti. Meredith bir tane daha içki söylediğinde Inga'da aklında ki düşünceleri toparladı ve;

''Aslında ben Toprak kıtası hakkında bir kaç şey öğrendim. Onların zaten çıkan kavgalardan korktuklarını veya endişelendiklerini biliyorduk. Ama duyduğuma göre tabii doğruysa, tetiktelermiş.'' dedi ve boğazını temizledi, ''Yani her an saldırabilirler.''

Biraz durdu. İçkisini kafasına dikti ve;

''Her neyse. Sen nasılsın? Kardeşinle durumlarınız nasıl?''

Inga Meredith'e hal, hatır sormayı unutmuştu. Yaptığı hatayı şimdi düzeltmeye çalışıyordu.