Değişik Bir Aşk

Laela-Jake
1. Tekil
17.00


İnsan sevgilisyle parklara cafelere dolaşmaya gider. Biz Jake ile ateş bükmek için Satanae Volkanik Dağın tepesine çıkıcaktık. Zaten evde karışan kimse yoktu. Annem bir sürü işi arasında bana yasaklar koyamıyordu. Hem iyi hem kötü aslında, anne sevgisinden mahrum olmak ne kadar eğlenceli olsa da en azında on sekiz yaşındaki bir genç için, gene de bazen anne özlemi duyuyorum tabi. Ateş kraliçesi olmak hiç kolay olmasa gerek...Kısa bir duştan sonra hazırlanıp sevgilimin beni almasını bekliyordum. İp askılı beyaz bir t-shirt, altına neredeyse kısalıktan gözükmeyecek kadar mini olan açık mavi tonlarında bir kot ve spor ayakkabılarımı giymiştim. Eğer şık bir yere gidiyor olsak tabi böyle giyinmezdim ama volkanik dağa çıkarken de topuklu ayakkabı oldukça saçma olurdu. Ananas suyu ile yaptığım malibudan bir yudum aldım ve parıldayan güneşin odamın içini aydılattığı saniyelerde manzaramızın ne kadar güzel olduğunu fark ettim. Gerçekten önemli bir kişilik olmayı seviyorum. Büyük bir evde yaşamayı ve en önemlisi deli gibi aşık olduğum bir erkeğin olması. Jake...Gerçekten iyi davrandığım sayılı kişilerden biri, uzun zamandır birlikte olmamıza rağmen ben hala ilk heyecanı kalbimde hissedebiliyorum. Onun da bakışlarından bunları hissediyorum, benden bir yaş büyük olsa da bu bir sorun olmuyor. Omzumdaki işarete takıldım gözüm, insanın hayatını değiştiren bir şey. Varlığımdan silemeyeceğim tek şey...Ateş. Bu sırada kapının sesi ile hizmetlilerden önce kapıya koştum. Bu tabi ki Jake'di. Kuş gibi bedenimle kucağına atlamıştım. Ellerinden tutup sıcak bir gülümseme ile "Hoşgeldin sevgilim." dedim. Gözleri parıldıyordu ve onun yanındayken gerçekten hiç olmadığım kadar mutlu hissediyordum kendimi.

Kısa süre geçmeden Jake'in bir sorunu olduğunu anlamıştım. Aslında sorun demeyelim de yorgundu galiba bu sıralar çok spor yapıyordu, o koca göbekli şişko bir Jake de olsa ben ona şuanki kadar aşık olurdum herhalde. Bunu ona milyonlarca defa anlatmıştım ama bir türlü anlamamıştı. Yanağıma uzun bir öpücük kondurarak " Hoşbulduk güzelim. " dedi. Ses tonunu, dudaklarının yanağımda bıraktığı etkiyi o kadar çok özlemiştim ki sanki yıllardır görüşmüyorduk. Bu sırada hizmetlinin sabahın köründe kadıncağıza zorla hazırlattığım koca çantayı Jake'in eline tutuşturuyordu. Ben yaramaz bir çocukmuş gibi gülümsedim. Herhalde Jake o kadar yorgundu ki çantamın büyüklüğüne ve ağırlığına bakmıyordu bile. Elimden tuttu ve diğer elindeki çantayla birlikte aşağı indik. O çantayı arabanın bagajına yerleştirirken bende ön koltuktaki yerimi almıştım bile. İçeri girip arabayı çalıştırırken aldığım soru beni biraz tedirgin etmişti. " Ne yaptın dün ? " dedi, hesap soruyor gibi değildi sadece sevgilisinden ayrı geçirdiği günün benim için nasıl olduğunu merak ediyordu. Kafamda dönen yalanları söyleseydim yoksa gerçekleri haykırıverse miydim? Gözlerinin içine baktım, o sürekli bana bakmıyordu ama arada önüne bakarken yüzünü bana da çeviriyordu. Arkadaşlarla bütün gün içmiş ve barlarda dolaşmıştık, bütün gece arkadaşımın benim için ayarladığı erkeğin bana sarkmalarından kurtulmaya çalışmıştım. Sarhoş olduğum zamanı pek hatırlamasam da çocuğun bir şey yapmasına izin vermemiştim. Asla böyle bir şey olmamıştı, kesinlikle eminim. Hem ben uyandığımda onlar benden farklı bir yerde sızmışlardı. "Şey..arkadaşlarla biraz içtik sevgilim, peki sen ne yaptın?" konuyu değiştirme çabalarıydı bunlar, ama şuan Jake'in dikkatini çekmiştim galiba.

Jake inanmamıştı, hayır kesinlikle inanmamıştım. Ama hatırlamadığım şey hakkında ona nasıl geniş bir açıklama yapabilirdim ki, durmadan bir şeyler söylüyordu. Ama bu merak değildi hesap soruyordu, başka birileriyle yatıp yatmadığımdı mesele, tek sorun buydu. Ve sevgilisinin asla onu aldatmayacağını bilmiyor gibi görünüyordu. Sürekli gözlerime bakmaya çalışıyordu. Bazen hız sınırını aşıyor bazen direksyon hakimiyetini bile kaybediyordu. Sol eliyle direksyona vurarak bana doğru baktı. " Laela, bana evde uyandım de ! Cevap ver. " bu kadar bağırıp çağırıyor olması neyi değiştirecekti. Benim arkadaşlarımı tanıyordu, onlar pek iyi değillerdi. Benim Jake aldatmam için elllerinden geleni yapıyorlardı. Ve annem de öyleydi, kızıyla pek ilgilenen bir tip değildi, ortadan kaybolsam birkaç hafta gözükmesem anca o zaman nerde olduğumu sorardı belki. Beni tek önemseyen Jake'di ve o da beni tek önemseyenin kendisi olduğunu biliyordu. Ailemin ya da arkadaşlarımın beni önemsememesi benim suçum değildi, hiç bir arkadaşı olmayan aptal bir kız olamazdım ya. Araba normal hızına dönmüştü ama Jake hala hiç olmadığı kadar kızgındı. Arkadaşlarımın hiç birini sevmiyordu, hatta çoğu kez onlarla arkadaşlık etmemi tembih ediyordu bana. Ama bunların hiç biri benim kalbimi kırmasına değmezdi. Gözümden akan bir damla gözyaşına engel olamamıştım, zaten gözlerim dolduğu için yüzüne bakamıyordum, sessizce mırıldandım. "Kimseyle yatmadım Jake" dedim. Sessizlik olmuştu, ama hiç birine henüz bir anlam veremiyordum.

Üzüldüğümü fark etmişti, ama gerçekten moralimi bozmuştu. Kimseyle yatmamıştım yani ondan başka. Böyle bir şey de yapmazdım isterlerse yüz tane şişe viski içirsinler ölecek duruma geleyim gene de öyle bir şey yapmaz ve yapmalarına da izin vermezdim. Kendimi koruyabilecek kadar gücüm vardı. Hele de ateş bükmeyi bu kadar iyi biliyorken. Hiç bir özelliği olman normal bir insan olsaydım belki korkabilirdi ama biz bu kadar güçlüyken saçma tripleri anlayamıyordum. Ama kıyamıyordu bana hiç üzüldüğümü anladığı an her şeyi atıyor sadece benimle ilgileniyordu. Bazen bir taktik olarak kullanıyordum bunu hele istediklerimi yaptırmak için ama bu sefer gerçekten kırmıştı beni. Elini çeneme dokundurup gözyaşlarımın yavaş yavaş yere doğru düştüğü yüzümü kendine doğru çevirdi ve " Üzgünüm, tam olarak böyle bir şey demek istememiştim. " böyle bir şey demek istediğini ikimiz de biliyorduk, ama şimdilik bu konuyu ikimizin de abartmaya niyeti yoktu. Jake'in ellerinin yüzümde gezmesi ve dudaklarının dudaklarıma bastırması sonucu eski mutlu halime geri dönmüştüm sanki. Gözlerimi silip gülümsedim. "Sorun değil aşkım, haklısın, arkadaşlarım biraz kötü. Neyse bu konuyu geçelim. Bugün seni ateş bükme de yenicem" dedim sırıtarak, başka ne söylüyebileceğimi bilmiyordum aklıma ilk o gelmişti ve söylemiştim. Ateş bükmek yerine bu arabada günlerce ona sarılıp oturabilirdim. Yıldızları izler belki bir şeyler içerdik en azından daha eğlenceli olabilirdi. Hem yorgun olan sevgilimi daha fazla yormuş olmazdım. İkimizde ateş bükmek falan istemiyorduk ve böyle bir sorumluluğumuz yoktu, peki neden yapıyorduk. Eminim oraya gittiğimiz de biraz saçmalayıp ateş bükme fikrinden vazgeçecektim. Aslında benim için o kadar önemli değildi, sadece sevgilimin yanında olmak yetiyordu.