Kaveh Kreios

Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/07/10 Yaş : 104

''The earth has music for those who listen.''

Kaveh Kreios Jon-kortajarena-18-450x341

Kaveh Kreios

Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/07/10 Yaş : 104

DOĞUM

Nisan ayının bulutsuz bir gecesinde dünyaya geldi Kaveh. Babası Djehuti, Toprak Krallığı’nın ordusunda görev yapan, stratejik dehasıyla ünlü bir generaldi. Toprak Krallığı’nda belli bir yaşa gelmiş her insan onun adını ve krallık için yaptıklarını bilirdi. Kreios ailesi, Djehuti sayesinde toplum içerisinde saygın bir yer edinmişti. Annesi Eos ise bir ateş bükücüydü. Djehuti görev için Ateş Krallığı topraklarına gittiğinde tanımıştı Eos’u ve aşık olmuştu. Eos, aşkı için kendi krallığını terk edip Djehuti’nin yanına yerleşmişti ve kısa bir süre sonra evliliklerinin ilk meyvesi olan Kaveh’i dünyaya getirmişti. Nisan ayının bulutsuz bir gecesinde…

ÇOCUKLUK

Kaveh akan zamanla birlikte büyüdü, büyüdü… Saçlarını ve gözlerini yakışıklı babasından almıştı, General Djehuti gibi sertti bakışları, insanın içine işliyordu. Ve anlaşılan babası gibi özgüveni yüksek biri olacaktı. Asla yenilgiyi kabul etmeyen bir çocuktu, daima eski halinden daha iyi olmak istiyordu ve çalışkandı da. İş konusundaki prensiplerinin hepsini babasından almış gibiydi. Hele ki inatçılığı. Babası bile başa çıkamıyordu onunla. Dediğini yapardı ve kimse onu yolundan döndüremezdi. Djehuti’yi tanıyanlar, Kaveh’in onun küçük bir kopyası olduğunu söylüyorlardı. Hatta onu, geleceğin generali olarak görüyordu bir çoğu. Atılganlığını ise annesinden almıştı. Eos gibi ateşliydi, onun gibi sıcakkanlıydı ve insanları etkileme konusunda oldukça iyiydi. Ateş Krallığı halkına ait bu özelliklerin çoğu bir toprak bükücüde olunca dikkat çekiyordu elbet. Yaşıtları, hatta büyükler bile ondaki farkı seziyorlardı. Damarlarında akan kanın ona getirdikleri, davranışlarına ve dış görünüşüne yansımıştı adeta. Kaveh’in seçtiği sözcüklerde bile, Eos’un izlerine rastlamak mümkündü. Bu durum Kaveh’i göz önünde ve popüler bir çocuk yapıyordu ister istemez. Tutarlılık konusundaki sorunları da Eos’tan bir mirastı ona. Hisleri tıpkı bir alev gibiydi, bir rüzgârla palazlanır, bir rüzgârla sönerdi. Bu, insanlarla ilişkilerini biraz zorlaştırıyordu doğrusu. Yakınındaki insanlara, birden hiddetle davranabiliyor, kimi zaman kırıcı olabiliyordu onlara karşı. Kendi duygularını, kendisi bile kestiremiyordu açıkçası. Fakat bunun da bir avantajı vardı. Karşısındaki kişinin duygularını anlaması epey zordu.

GENÇLİK

Daha da büyüdü bu genç adam ve Element Okulu’na başladı. Önce gücünü öğrendi, gün geçtikçe yeni şeyler kavrıyor, azmi ve hırsıyla profesörleri büyülüyordu. Büyüdükçe gücünün getirdiği sorumluluğun farkına vardı. Bu sorumlulukları kaldırabilecek miydi bilmiyordu, fakat bunları düşünmemeye karar verdi, henüz gençti ve tek istediği biraz eğlenmekti. Her ne kadar babası sürekli sorumluluklarını ve hızla büyüdüğü gerçeğini başına kaksa da. Biraz daha büyüyünce aşkla tanıştı genç adam. Su bükücü Phoebe’nin gözlerinde, ellerinde, dudaklarında öğrendi bu duyguyu. Onunla beraberken içindeki yakıcı ateşin arttığını, ruhunun hapsolduğu kayanın aşındığını hissetti. Havayı onun yürüyüşünde, ateşi onun saçlarında, toprağı onun teninde ve suyu onun ıslak dudaklarında içinde hissetti. Ta ki hayatının en karanlık gününe kadar. Birkaç ay önce, Phoebe’nin ölümüyle sarsıldı. Her zamankinden daha tutarsız, daha hırslı, daha inatçı, daha sinirli yapmıştı bu onu. Şimdi sahip olduğu sadece birkaç eski fotoğraf ve içinde kaynayıp duran öfke kazanıydı. Acısını dindirmek için durmak bilmeden çalışıyor, saatlerini toprak bükerek geçiriyor, toprağa şekil verip Phoebe’nin heykellerini yapıyordu. Bir gün öfkeden kudururken, diğer gün acının verdiği dinginlikle sessizce oturup bekliyordu. Babası ve annesi bile yanına yaklaşamıyordu korkudan. Gözleri her zaman nemliydi ve uzaklara bakıyordu. Phoebe’nin ufuk çizgisinde belirmesini bekler gibi…

Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/07/10 Yaş : 104

İLİŞKİLER

İlişki bölümünü kısıtlamayacağım. Yani arkadaş, kanka vb. bölmelere ayırmayacağım şayet ilişki dediğimiz şey sınırlandırılabilecek bir şey değildir. Bu nedenle başvururken karakterim hakkındaki duygu ve düşüncelerinizi mümkün olduğunca açık bir şekilde anlatmanızı istiyorum. Başvuru formu isminizi, soyadınızı, elementinizi, mesleğinizi, yaşınızı, kurgunuzu ve karakterim hakkımdaki hislerinizi, düşüncelerinizi içermelidir. Şimdiden teşekkürler ilginiz için.

Darya Schmitz (19)
Öğrenci / Su Krallığı

"Lisäd Şelalesi'nde gözlerimi toprağın eşsiz nimetlerine dikip, ölen sevgilim Phoebe'yi hayal ettiğim bir gün daha. Genelde buralarda pek insan olmazdı, bu nedenle gelirdim buraya. Sadece ben ve Phoebe'nin hayali. Fakat bugün farklıydı. Bir an sırtı bana dönük, önündeki tuvale hayat veren bir kız gördüm. Bir an hayalim gerçekleşti sanmıştım, sanki Phoebe'ydi orada duran. Kız yüzünü bana çevirdiğinde yanıldığıma pek şaşırmadım, ama buna rağmen üzüldüm. Yanına doğru ilerledim ve yaptığı resime baktım. Üzerindeki kıyafetlerden su krallığından olduğu anlaşılıyordu, tıpkı Phoebe gibi. Nedense ona yakın hissettim kendimi. Aylardır görmediğim kendi suratımı, kızın bana verdiği çizimde görünce şaşırmış, bir o kadar da etkilenmiştim. Kalbime saplı ateşli hançerin verdiği ızdırap, ancak bu kadar somutlaştırılabilirdi. Gerçekten böyle mi görünüyordum, bu kadar yorgun mu? Yavaş yavaş kendime gelişimin başlangıcı bu resimle olmuştu. Bu kıza borçlu olduğumun farkındaydım ve en kısa zamanda borcumu kapatacaktım..."

Mesaj Sayısı : 166 Kayıt tarihi : 03/08/10 Yaş : 30

İsim: Darya Schmitz.
Element: Su.
Meslek: Öğrenci.
Yaş: 19.

Kaveh Kreios 2wfk13k

"Labstra'nın güzide yerinde, Lisäd Şelalesi'nde rastladım sana. Elimde paletim ve fırçamla, önümdeki tuvale yaşam katıyordum. Çizdiğim kuşların cıvıldadığını işitirken, gözüme takıldın. O kadar keskin hatların vardı ki, muhteşem bir portre olurdun. Tanrı'nın iyi tarafına gelmiş olmalıydım o gün, bana yaklaştın. Genelde ne çizdiğime bakar, dalga geçer ve giderler; ama sen, benimle konuşmaya çalıştın. Zincirlerimi tam olmasa da kırdım sana karşı. Somut benliğimde iz bırakmasan da, soyutluğumu kapladın. Karakalemden hiç almadığım zevki aldım seni çizdiğim gün. Tuvali aldın ve gülerek gittin. Daha önce teşekkür eden olmamıştı bana, afallamıştım. İsmini anımsıyorum, Kaveh. Seninle bir daha görüşür müyüz, bilmiyorum."

Uygunsa böyle şekillendiririz. Karakterim biraz değişik biri. Temel kaygı, gerilim ve duygusal dengesizlikle bütünlenmiş bir nevrotik. Öbür nevrotiklerden farkı, dışarıya vurmaması. Kaçtığı yerden istediği kadar kaçsın, tekrar başa döneceğinin bilincinde. Bu yüzden fazlasıyla olgun, iyi bir iz bırakmış olabilir. Çilekeşliği sürer galiba; ama ironik bir şekilde senden hoşlandı. Tekrar görüşsünler dersen, rastlaşırlar.

Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/07/10 Yaş : 104

Tamam, eklendin. =)