Evita Magt
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Elementlerin gücü seni de saracak...
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Yönetim Kadrosu
Tesadüf Aşkı Çok Sever A10 Tesadüf Aşkı Çok Sever Adri10 Tesadüf Aşkı Çok Sever Hannah10Tesadüf Aşkı Çok Sever Ed-wes10

 

 Tesadüf Aşkı Çok Sever

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Quentin Spencer Rodney
Toprak Elementi| V. Sınıf Öğrenci & Sınıf Başkanı
 Toprak Elementi| V. Sınıf Öğrenci & Sınıf Başkanı
Quentin Spencer Rodney


Erkek Mesaj Sayısı : 56
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 28

Tesadüf Aşkı Çok Sever Empty
MesajKonu: Tesadüf Aşkı Çok Sever   Tesadüf Aşkı Çok Sever EmptyCuma Mart 25, 2011 2:49 am



    ‘Hayır, hayır hayır.’
    Çocuğun şirin sesi akan şelalede yankılanmıştı ve ardından şelalenin uzanan göl
    şeklindeki su dolu alana doğru uçarken adeta yüzü gülüyordu yine. Göletin içine doğru dalış yaparken üzerindeki kıyafetleri de saçını da umursamıyordu bu sefer. Sert dalış ile suyun dibinden yukarı doğru yüzerek sudan hava mekânına geçtiğinde gözlerini açıp karşısındaki çokta yüksekte durmayan kayalığın ucunda duran kendisi kadar çok sevdiği şirin mi şirin tatlı bir kız duruyordu. Çocuk zeytin yeşili gözlerini saçlarını savurarak temizledikten sonra çevirmişti ardından kıza doğru şirin tonuyla konuşmuştu.

    ‘Sıra sende ama!’
    Gülerken söylediği bu söz kızında gülen yüzündeki tebessümün bir gramda olsa artmasını sağlamıştı. Kız kayadan bir iki adım geri gittikten sonra koşmaya başlamıştı. Kısa bir süre sonra kayanın ucundan az önceki çocuk gibi kendini salmış ve o da büyük bir sesle göletin dibine dalmıştı. Ardından yükselerek çocuğun yanına geldiğinde birbirleriyle eğlenmek amacıyla birbirlerine atmaya başladıkları tuzlu sularla suyun içinde eğlenerek zaman geçiriyorlardı. İkisi de birbirlerini bu yaşlarına rağmen çok seviyordu.
    ‘Tamam, tamam sakin.’
    Kıkırdayarak kızın söylediği söz çocuğu da kıkırdatmıştı. İkisi suda biraz daha yüzdükten sonra çocuk suya dalmış ve incelemek istediği bazı şeyleri açıkgözleriyle incelemeye başlamıştı ki nefesinin yetmediğini fark edince yukarı doğru yüzmeye çalışmıştı su yüzüne çıktığında nefes nefese kalmıştı. Kontrol altına alırken nefesini kıza bakmıştı gözleri. Fakat bulamayınca endişe dolmuştu çocuk bedeni. Sudan yüzerek çıkmış ve bu sefer kayalıklara göz gezdirerek orada olmadığından emin olmuştu. Endişesi artan çocuk ıslak bedeniyle koşmaya başlamıştı. Neredeydi?
    Nereye kaybolmuş olabilirdi ki çocuğu bırakıp? Kızı aramaya devam ederek ilerlemişti…


    Şimdi.
    Üzerindeki kırmızı ile pembe rengi tonlarındaki kısa kollu tişörte benzer yakalı üstüyle ve kot pantolonuyla bahar havasını yansıtıyordu. Etraftaki ağaçlar oksijen miktarını fotosentez ile arttırırken oksijeni karbondioksite çeviren –kendisine taktığı ad ile- yılan ve bazı solunum yapan hayvanlar tüketiyordu oksijeni. Doğanın bu dengesini her zaman ilginç ve bir o kadar da çekici bulurdu.
    Adımları temkinli ve asiller gibi saf ama kararlıydı. Zeytin yeşili gözleri ağaç dallarının uçlarındaki yaprakların tonlarından sayılırdı. Arada hafifçe esen rüzgâr ile büyük ağaçların orantısız yaprakları sarsılırken adamın uca doğru sivrileşen çikolata rengi saçları da sarsılıyordu. Yüzündeki ifade bulanıktı. Bakıldığında ne demek istenildiği anlaşılmıyordu yani. Fakat adamın içinden geçen düşünceler gerçekten çok şey ifade ediyordu. Düşünce denemezdi bile hatta. Gerçeklik payı çok fazla ve ruhen hissedebildiği bir şeydi bu şeyler. Adam ilerledikçe bu şeylerin gücü artıyor ve yoğunlaşıyorlardı bedeninde. Etrafında tahmin ettiği üzere ağırlıklarından dolayı yıkılan bazı
    ağaçların gövdeleri yatıyordu doğal yolun yanında. Yolu izleyip bir yerden sonra kesilmesiyle ve etraftaki huzuru aniden sarmasıyla bedenini adamın, adam vardığını anlamıştı. Gözlerini bir saniyeliğine kapalı tutmuştu şelaleye karşı. Ses duyusunu da kapatmıştı düşüncelerine bastırarak şelalenin sesini duymamak için. Derin bir nefes alarak en sonuna kadar dolmasına izin vermişti oksijenin bedeninde. Ardından yavaş yavaş bırakırken açmıştı organlarını doğaya… Buraya
    en son küçükken ve biriyle beraber gelmişti… Çocukluk aşkıyla… O yaşta aşkın ne demek olduğunu bilmese de hissetmişti. Bunu halen saf bir şekilde hatırlıyordu. Adımlarını daha da yaklaştırdığında küçüklüğünde olduğu gibi şelalenin yanındaki kayalığa çıkmıştı. Sırtı dik bir şekilde gökyüzündeki altın parçası olan güneşe çevirdi gözlerini. Fazla ışıktan dolayı gözlerini kısarak baksa da rahatlaması devam ediyordu ki birkaç saniye sonra hissettiği ve emin olduğu kadarıyla birinin burada
    olduğunu düşünerek değişmişti odağı. Hiç kıpırdamasa da değişmişti zihninde. Ardından gelen kişinin geldiği gibi gitmesini varsaymaya başlasa da o kişinin gitmeyeceğini hissediyordu garip bir şekilde. Kalbi sayesinde…




En son Quentin Spencer Rodney tarafından C.tesi Mart 26, 2011 1:43 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claudine Clementé
Su Elementi| V. Sınıf Öğrenci & Sınıf başkanı
Su Elementi| V. Sınıf Öğrenci & Sınıf başkanı
Claudine Clementé


Kadın Mesaj Sayısı : 113
Kayıt tarihi : 28/07/10
Yaş : 31
Nerden : Wequa

Tesadüf Aşkı Çok Sever Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüf Aşkı Çok Sever   Tesadüf Aşkı Çok Sever EmptyCuma Mart 25, 2011 5:07 am



    Güneşin ilk ışıkları ağaçların arasından süzülüyordu genç kızın yüzüne doğru. Sabah güneşinden nefret ediyordu. Homurdanarak esnedi. Dün gece yaşadıkları yavaşça zihninde canlanıyordu. Bulanıktı biraz. Netral, bar, eğlence, alkol, yakışıklı. Yakışıklı? Gözlerini kısıp olayları hatırlamaya çalıştı. Yanındaki güzel burunlu, esmer tenli ateş erkeğini gördüğünde kafasına şimşek düşmüşcesine sarsıldı. İkisi de çıplaktı. Kıyafetleriyse ortada yoktu. Nerdeydi ? Çıplak mı dönecekti eve? Ya da zamanı bir kaç yıl ileri alıp teletransportu mu öğrenmeliydi? İkisi de imkansızdı. Hafif bir esintiyle titredi. Yanındaki adamı uyandırmamak için yavaşça kalktı ayağa Sarı, düz saçları birbirine dolanmış içine yapraklar girmişti. İki kanat ve bir kaç dövme ile toprak pixiesine benzeyebilirdi. Adamın kenarda duran pötikare gömleğini yavaşça alıp giydi. Adamın üst vücudu öylesine genişti ki, genç kız gömleği giydiğinde elbise gibi olmuştu. Lisad şelalesine doğru yürümeye başladı.

    Onca yıldan sonra Netral'e geldiğinde yine yapmıştı yapacağını. Gölde biraz rahatlayıp yüzerek otele varabilirdi. Gölün karşısındaydı ne de olsa. Çıplak ayaklarına batan ağaç dallarına aldırmadan yürümeye devam etti anılarının olduğu yere doğru. Bir anda hüzün kapladı içini. İstemeyerek gitmek zorunda kalmıştı buradan. Onu belki de yeniden göremeyecekti. Onun o gülen zümrüt yeşili gözlerini görmek belkide çok zordu.

    --

    On iki yıl önce
    "Yapma Que" Tiz kahkahası ormanda yankılanıyordu. Ciddi olmaya çalışarak "Gıdıklama, sinirleniyorum." demeye çalıştı ama kahkahaları cümlelerinin yarılanmasına sebep oldu. Minik mavi gözleri japon animelerindeki kızlar gibi hilal şeklini alıyordu gülerken. Ama sinir bozucu olmaya başlamıştı bu olay. Şimdi bunu ona ödetmek istedi. Sol avucunu sonuna kadar açıp yüzüne doğru su fışkırttı. Gözüne hedef almamasına rağmen oraya denk gelmişti. Canını acıtmamassı gerekiyordu ama anlık bir hareketle geriye doğru düştü küçük çocuk. Kız, ayağa kalkıp üstünü düzeltti ve elini beline koyup bilmiş bir tavırla konuşmaya başladı. "Ben sana demiştim yapma diyee." Kötü bir kız çocuğu gibi güldü. Çocuğun yüzünden acı çektiği belli oluyordu. O gülmüyordu. Canı yanıyordu. Claudine diz çöküp mavi gözlerini kocaman açtı.

    Omuzlarından tutup kaldırdı onu. "Que iyi misin?" diye sordu endişeyle. Korkudan elleri titriyordu minik kızın. Sıkıca sarıldı ona. "Özür dilerim tamam mı? İyi misin?" Merak ve endişeyle gözlerini ona odakladı. Quentin'nin suratında yavaş yavaş bir gülümseme oluşuyordu. Ardından da kahkaha attı. " Çok mu üzüldün Cla?" Gülümsemesi suratını kaplamıştı. Kız kaşlarını çatıp kollarını göğsünde birleştirdi. Alt dudağını bariz bir şekilde sarkıtıp koşarak ordan uzaklaştı.

    ---

    Anıları zihninde tekrar tekrar canlanırken sevinç ve hüzünü aynı anda yaşıyordu güzel kız. Şelalenin huzur veren şırıltılarını dinlemeyeli ne kadar olmuştu kim bilir? Sağ avucunun arasında küçük bir su topu oluşturup yok ediyordu. Göle doğru bakan birini gördü. Uzun boylu, uzun sarı saçlı biriydi bu. Yoksa? dedi içinden. Bu kadar da tesadüf olamazdı. Bir an olsun üstünde sadece gömlek olduğunu unutup yanına doğru hızlı adımlarla ilerledi. Hayır, mümkün değil bu. Adımlarını yavaşlatıp göle yaklaştı. Adamın onu görmemiş olduğunu dileyerek göle balıklama atladı. Her attığı kulaçta daha iyi nefes alıyordu. Dün gece ve anıları daha da berraklaşıyordu. Üstündeki gömlekle yüzmek hızını yavaşlatıyordu belki ama en azından çırıl çıplak değildi. Gölün dibine daldı ve saçlarını geriye atarak suyun üstüne çıktı. Bakışları zümrüt yeşili gözlere takıldı. Hiç değişmemişlerdi. Kalbi ağzından çıkıcakmışcasına atıyordu.

    "Q-Quentin?" Yutkundu yavaşça. Gözlerine inanamıyordu. Hayatın cilvesiydi belkide. Ya da gözlerinin ona oynadığı bir oyundu sadece.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Quentin Spencer Rodney
Toprak Elementi| V. Sınıf Öğrenci & Sınıf Başkanı
 Toprak Elementi| V. Sınıf Öğrenci & Sınıf Başkanı
Quentin Spencer Rodney


Erkek Mesaj Sayısı : 56
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 28

Tesadüf Aşkı Çok Sever Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüf Aşkı Çok Sever   Tesadüf Aşkı Çok Sever EmptyC.tesi Mart 26, 2011 1:37 am


    Güneşin etkisi artarken ve adamın gözleri her geçen dakika zarar görürken yoğunlaşan varlık hissi artıyordu adamda. Halen kıpırdamasa da gelenin gölete doğru sessizce ilerleyip adamı yok saydığını tahmin edebiliyordu kolaylıkla. Suya dalmasıyla gelen kişinin güneşten suya çevirmişti zeytin gözlerini. Kim olduğu belirgin olmasa da üzerinde pek fazla bir şey olmadığı ortadaydı. Yavaş yavaş izlerken kızı dalma hareketlerini kumral saçlarının suda süzülmesini izliyordu. Çok tanıdık gelen bu saçlar birini hatırlatmak istercesine haykırsa da dilinin ucundan çıkmıyordu… Zaten saçına bakarak direkt olarak kime benzetebilirdi ki? Kızın son aşağı dalışının ardından yukarı doğru çıkmasıyla yüzü güneş görmüştü ve su taneciklerin yüzünden süzülmesiyle okyanus mavisi gözlerinin uyumundan çıkarmıştı kim olduğunu… Cla… Ona böyle seslenirdi. Ama en son görüştüklerinde daha çocuktular… Gözlerine inanmamasıyla birlikte fal taşı gibi açılmıştı. Gerçekten şaşkındı… Bunca yıl sonra nasıl olmuştu? Belki de zihnin bir oyunuydu bu. Güneş yüzündendi belki… İşte bunu istemediğini hissediyordu adam. Bunca yıl sonraki bu tesadüf belki de bir şeylerin belirtisiydi… Kızın sesiyle birlikte irkilmişti.
    "Q-Quentin?"
    Yutkunmuştu ardından. Sanki dibindeymiş gibi fark ediyordu kızı. Sesindeki çekiciliğini hiç kaybetmediğini anlamıştı kızın adam. Şaşkınlıkla kayalıktan inerken bir şey dememişti. Ardından gölün ucunda durmuştu. Şimdi biraz daha yakındı kıza. Her şey daha netti ve gerçek olduğu belirgindi. Bir şeyler söyleme gereksinimi duyduğunda şaşkın ama normal yükseklikteki bir tonda süzülmüştü dudağından kelimeler.
    " Cla? Ama… Nasıl?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tesadüf Aşkı Çok Sever
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Evita Magt :: Netral :: Labstra :: Lisäd Şelalesi-
Buraya geçin: