Evita Magt
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Elementlerin gücü seni de saracak...
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Yönetim Kadrosu
Missin' Olds A10 Missin' Olds Adri10 Missin' Olds Hannah10Missin' Olds Ed-wes10

 

 Missin' Olds

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Quentin Spencer Rodney
Toprak Elementi| V. Sınıf Öğrenci & Sınıf Başkanı
 Toprak Elementi| V. Sınıf Öğrenci & Sınıf Başkanı
Quentin Spencer Rodney


Erkek Mesaj Sayısı : 56
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 28

Missin' Olds Empty
MesajKonu: Missin' Olds   Missin' Olds EmptyPtsi Ağus. 09, 2010 3:58 am

Missin' Olds 5odtl5

#Dominic , Irine.
#III.Tekil
#23,00 ~
#Eskilere Özlem ...

Hayatı anlatmak için tek kelime. Berbat ! Hayat buydu Dominic için. Neredeyse her olay berabat başlıyordu. Olayın iyisi Dominic'te bulunmazdı. Bulunsada olay berbat sonuçlanıyordu. Buna alışmış mıydı ? Evet. Ama bu onu rahatsız etmiyor anlamına gelmezdi. İnsanlara kötü davranmaya alışıktı o. Ama bu kadar kötülük kendini rahatsız ettiriyordu. Onun kalbinde kötülük ve iyilik eşitti aslında. Değer verdiklerinle çok iyidir ; fakat ona rahatsızlık verenler , düşmanları vb.lerinede kötülük yapmayı bilir. Bu sayede iyilik ve kötülük derecesi eşitleniyordu Dominic'in. Tabi artık bu böyle değildi. Dominic değişmişti. Arkadaşlarıyla bile iyi geçinemez birine dönmüştü. Kendini tanımakta zorluk çekiyordu. Beyninde oluşan kelimeler kendisine olan nefreti arttırıyordu. Su elementini hak etmiyor gibi hissediyordu kendini. Su Elementi saflığı işaret ediyordu. Ama bu saflık Dominic'te yok olmuş gibiydi. Dominic normalde de saf değildi ama dengeliydi en azından. Dominic bu saflığı değiştikçe kaybetmiş gibi hissediyordu. Bu yüzden berbat hissediyordu. Eski haline dönebileceğine olan umudu kendini gördükçe azalıyordu. Her geçen gün kötülük derecesi artıyor buda umudunu zamanla yok ediyordu. Değiştikçe kötü hissetmenin yanında korku hisside doğuyordu. Korkusunun neye olduğunu anlıyordu. Dominic'in korkusu canavarlaşması ihtimaliydi. Canavarlaşmak istemiyordu. Hemde hiç... Bunu engellemesi için gerekli olan şey dostlarıydı. Ama Dominic'in değişmesiyle arkadaşları da azalmıştı. Aklından geçen tek cümle şuydu Dominic'in. Hemen kendime gelmeliyim ...

Okuldaki odasında , komforlu yatağında yatıyordu. Sadece odaklanıp bu durumdan kurtulmanın yollarını arıyordu. Düşünüyor , düşünüyor ama bulamıyordu işte. Olmuyordu. Bunun için bir kaç gün , bütün gün boyunca odasında oturup mu düşünmesi gerekiyordu bugünkü gibi anlamıyordu. Kendinide anlayamıyorsa bu da kötüleştiğine bir kanıttı. Ne yapması gerektiğini düşünsede bir işe yaramıyordu. Bu yüzden pes edip ; uyumaya karar vermişti. Gözlerini kapatıp uyumaya çalışmaya başladı Dominic. Penceresini hafif açık bıraktığı için dışarıda esen rüzgar , sarı renkli saçlarını uçuşturuyordu. Bu onun hoşuna gidiyordu. Bu yüzden yarı açık bırakmaya karar vermişti penceresini. Uyumaya çalışsada bu olmuyor gibi gözüküyordu. İki de bir sağa sola dönüp uykuya dalmaya çalışsada olmuyordu işte. Bunu kabullenip yatağında oturma pozusyonu aldı. Başı ağırmaya başlamıştı. Kafasını oğuşturup ayağa kalktı. Başının neden ağırdığını anlamıştı. Bunun nedeni bugün hiç oksijen almak için dışarı çıkmamasıydı. Sadece penceresi sayesinde oksijen alıyordu. Gece'nin bu saatinde dışarıda az kişi olduğunu umarak odasından çıktı. Nereye gideceğine karar verdiğinde okuldan dışarı çıkmıştı. Kuleye gidecekti. Orada kimse olmazdı bu saatte. Bu yüzden oksijen almak için o yeri seçmişti. Kuleye çıktığında orada olan bankımsı şeylerden birine oturup oksijen alıp beynini dinlendirmeye başlamıştı. Tam huzura kavuşmuşken siyah bir gölge gördü. Biri buradaydı. Bakalım Dominic'in bugün kendinden uzaklaştıracağı son şahıs kim olacaktı ?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Pierretta Laurainé
Ateş Elementi| V. Sınıf Öğrenci
 Ateş Elementi| V. Sınıf Öğrenci
Pierretta Laurainé


Kadın Mesaj Sayısı : 203
Kayıt tarihi : 01/08/10
Yaş : 29

Missin' Olds Empty
MesajKonu: Geri: Missin' Olds   Missin' Olds EmptyPaz Ağus. 15, 2010 7:26 pm

Artık kapanması gereken bir çift siyah gözleri kırpmaktan başka birşey yapmıyordu. Yatağında dört dönüyordu adeta. Ne uykusu geliyor ne de en ufak bir kıpırtı oluyordu. Biraz aksiyon ona iyi gelebilirdi ama hayatında ne bir aksiyon nede bir insan vardı. Hiç arkadaş çevresinin olmaması bazen güzel olsa da şuanda sıkıcı olmaktan başka bir işe yaramıyordu. Oflaya puflaya yatağında doğrulurken aynı zamanda nereye gideceğini düşünüyordu. Biraz heyecan fena olmaz, hee? Gideceği yeri bulmuştu. Sadece ateş öğrencilerinin girebileceği yer olan tapınağa doğru ilerliyordu. Bu saatte kimsenin olmadığını umarak ilerlediği yolda pijamalarıyla dolaştığını tapınağın yakınlarına geldiğinde fark etti. Daha doğrusu soğuktan donmak üzere olan bedenine baktığında... Havanın soğuk olmasının en büyük etkisi saatin 23.00 olmasıydı. Gecenin bu saatinde havanın günlük güneşlik olmasını beklemiyordu herhalde! Tapınağı koruyan iki adet ateş olsa da buraya girebilmenin yolunu biliyordu. Aslında içeride kimse yoksa yakalanmazdı. Zaten bu saatte birilerinin olacağını hiç sanmıyordu. Ama eğer olursa -ki bu onun bu saatte sonu olurdu!- bir yalan bulmalıydı kendi çapında. Gecenin soğukluğunu kendine siper etmiş duvara yaklaştığında mecbur dayanmak zorunda kalmıştı ve duvara dayanmak bu ince kıyafetlerle hiç iyi bir fikir gibi gözükmüyordu. Duvara yasladığı bedeninin titremesine engel olamamıştı. Tapınağın önünde duran iki ateşi gördü ve dikkartlerini çekmek için ileriye bir taş attı. Böylece biri orayı izlerken diğeri oraya gidecekti ve Irine içeri girebilecekti. Yerden aldığı orta boylardaki taşı -fazlasıyla büyük değildi tabii ki- tam karşıdaki çimlerin oraya fırlatıcaktı ki bileğini bir el yakaladı. Gecenin soğuğunu derisinde bir kumaş gibi tutan bu bileğin üzerindeki el sıcacıktı. Kim olduğuna bakmak için arkasını dönecekti ama birden bu sıcacık elin sahibi hakkında düşünceleri değişti. Onu burada yakalamıştı bu kişi. Her kim ise bu kişi onu bu hâlde görmüştü. Ahh, tam bir rezillik! Yavaş yavaş vücudunu, arkasında hâlâ bileğine sarılı olan elin sahibine çeviriyordu. Her kim olursa olsun birazdan onu bu şekilde burada görmediğine ikna etmeliydi. Arkasını tamamen döndüğünde gördüklerine inanamadı. Bir çeşit rüyada mıydı şuanda? Karşısında onu sıcacık eline ile saran kişi babasıydı! Hayır, bu olamaz! Bir çeşit halisülasyon görebilme ihtimali ne kadardı acaba? "Sen... Sende nereden çıktın?" Onu pek sevmediğini düşünmesinin üstünden iki yıl geçmişti. Evde olan her kavganın sebebinin babası olduğunu düşünürken, annesinin gerçek yüzünü görmesi ile tüm hayatı değişmişti. Şimdi burada duran adama ne demeliydi? Ya da ne yapmalıydı? Ama en önemlisi, burda olduğunu düşündüğü bu adam, gerçekten Irine'nin yanında mıydı?

"Her zaman birşey yapmadan önce iki keş düşün Irine." Irine'nin gözlerine dolan yaşlar nedeniyle bulanık görmeye başlaması tüm bu güzel hayali bozmuştu. Çünkü gözlerinden yaşlarının süzülmesine engel olmuştu ve gözlerini yumduğu anda karşısında elini tutan birini göremiyordu.

"Nereye gittin? Buraya geel..." Bu sefer gözlerini kısmak yerine gözyaşlarını serbest bırakmıştı. Olduğu yerde sırtını duvarın soğukluğuna siper ederek ve sırtını sürterek yere çömeldi. "Hayır!" Sesi gittikçe uzaklaşılan bir tünelden geliyor gibi yavaş yavaş soluyordu. Gözlerinde biriken yaşların özgürlüğünü ilan ederken, ellerini de göğüsünde buruşturduğu dizlerine sardı. Tek dayanağıydı şimdi bu vücudunun parçası olan dizlermiş gibiydi. Babasının hayalini görerek neyin peşindeydi? Kesinlikle şizofren olmaya falan başlıyordu herhalde. Bu saatte burada ağlamamalıydı. En kötüsünden biri görürse eğer... Herşey mahvolabilirdi. Zaten yeterince durum berbattı... Bu yüzden olduğu yerden hızla kalkarak koşmaya başladı. Hiçbir şeyi umursamadan koşuyordu. Rüzgârı teninde hissetmek istiyordu. Ayaklarını daha da hızlandırdı. Artık rüzgâra çarpıyor, onun tenini yıkamasına izin veriyordu. Kulenin merdivenlerinin başına geldiğinde, merdivenleri de aynı hızla çıkmaya başladı. Birşeylere lanet okurcasına ilerliyordu. Tam kulenin en üstündeki giriş kapısına geldiğinde birinin nefes alışını duydu. Kim olduğuna bakmadan girişin içerisine girdi ve karşısında Dominic ile karşılaştı. Bir zamanların en iyi arkadaşı... Ailesinin hayatını mehvedişinin bir kanıtı daha...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Quentin Spencer Rodney
Toprak Elementi| V. Sınıf Öğrenci & Sınıf Başkanı
 Toprak Elementi| V. Sınıf Öğrenci & Sınıf Başkanı
Quentin Spencer Rodney


Erkek Mesaj Sayısı : 56
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 28

Missin' Olds Empty
MesajKonu: Geri: Missin' Olds   Missin' Olds EmptyPaz Ağus. 15, 2010 8:57 pm

Dominic sessizce olduğu yerde oturuyordu. Elleri minik masada yüzü asık ve bakışlarıı ... Bakışları dile getirlmez bir şekilde masaya bakıyordu. Yaklaşan ayak sesleriyle irkildi. Gözleri açıldı. Dominic birinin geldiğini anlamıştı. Kimin geldiği umrunda değildi. Bugün her zaman yaptığı gibi bir kişiye daha zarar verecekti. Bunu istememiyordu... Bu yüzden beynini acil olarak çalıştırarak düşünmeye başladı Dominic. O sırada gelen kişi hala yerinde bekliyordu. En azından Dominic bunu duyabilirdi. Yani gelen kişinin hareketlerini. Ayak sesi çıkmadığı için anlamıştı yani yerinde durduğunu. Gözlerini olduğu yerde kapattı , ve ne yapması gerektiğine karar vermeye başladı. Hızlı düşünüyordu. Daha doğrusu hızlı düşünmeye öalışıyordu. Aniden aklına en mantıklı gelen şey burdan hemen ayrılmaktı. Bunu yapmaya emin ve hazır olduğunda kalktı. Kalktığında başı eğikti. Ama sonunda kafasını kaldırması gerektiğine karar verip kafasını yavaşça kaldırdı. Karşısında Irine duruyordu. Irine'yi görünce geleni umursadığını anladı ama Irine'yi görünce Dominic'in aklında hemen eskiler canlandı. Eskiden Irine'yle en yakın arkadaşlardı. O kadar yakınlardı ki her şeyi beraber yapmayı severlerdi. Ama Irine zamanla ailesi yüzünden psikolojik olarak yıkıldı. Dominic ona yardımcı olmak istesede Irine bunu hep reddetmişti. Ve Dominic'le gün geçtikçe araları soğumuştu. Bunu ikiside istemediklerini biliyorlardı ama Irine , herkesi kendinden uzaklaştırıp yanlız kalmıştı. Dominic ne yapması gerektiğini bilmeyip , Irine'nin düzelmesini beklemeye başlamıştı. Ama Irine düzelsede Dominic'le konuşmamıştı. Buna üzülmüştü Dominic. Ona yardımcı olmak istesede başaramamıştı işte. Eskileri hatırladıktan sonra gerçekeğe dönüp uzun süre süren sessizliği bozmaya karar verdi Dominic. ''Şey..Selam.'' diyebilmişti. İkiside oldukları yerde duruyorladı. Bunu bozan Irine olmuştu. Irine koşarak Dominic'in boynuna atlamıştı. Bu sarılma , hem özlemi hemde özürü belli ediyordu. Bunu kalpten hissedebiliyordu Dominic. Belkide bugün değişik bir şey olucak ve biriyle arası düzelecekti Dominic'in...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Missin' Olds
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Evita Magt :: RP Out :: Site Geçmişi :: RPG Geçmişi-
Buraya geçin: