Evita Magt
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Elementlerin gücü seni de saracak...
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Yönetim Kadrosu
Biraz da çalışalım... A10 Biraz da çalışalım... Adri10 Biraz da çalışalım... Hannah10Biraz da çalışalım... Ed-wes10

 

 Biraz da çalışalım...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Angela Zoéy Queen

Angela Zoéy Queen


Kadın Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 01/08/10
Yaş : 27
Nerden : çorlu tekirdağ xD

Biraz da çalışalım... Empty
MesajKonu: Biraz da çalışalım...   Biraz da çalışalım... EmptyPerş. Ağus. 05, 2010 10:31 pm

Angela Zoey Queen~Fautzin Knaak

1. Tekil

Öğlen


Elementimi pek iyi yönettiğim söylenemezdi. Belki biraz çalışmanın az da olsa faydalı olabileceğini düşündüm ve bu yüzden Rave Ormanına geldim. Sakin bir yerdi. Belli ki benden başka kimse yoktu. İyiki de yoktu çünkü elementimi kontrol edemememin rezilliğini kimsenin görmesini istemezdim. En iyisi yalnız çalışmaktı. Ve çalışmaya başladım. Avuçlarımı açtım ve derin bir nefes alıp verdim. Konsantre olmaya çalıştım. Gözlerimi kapadım ve toprak elementini hissetmeye çalıştım. Evet yavaş yavaş oluyordu altımdaki zeminin az da olsa hareket ettiğini hissettiğim için gülümsedim ' Evet ! İşte bu ' dedim gözlerimi açtım. Gözlerimi açtığımda konsantrem bozuldu ve zemin tekrar eski haline döndü. Sözlerim ve gülümsemem havada asılı kalmıştı adeta... Çünkü yine yapamamıştım. Bir türlü konsantre olamıyordum. Kendi kendimi hırslandırmaya kararlıydım. Tekrar derin nefes alıp verdim ve kendi kendime mırıldanmaya başladım ' Yapabilirm... Yapabilirm... ' diyordum durmadan. Tekrar ellerimi kaldırdım ve konsantre olmaya çalıştım.

Toprağı bu sefer içimde daha çok hissettim ve ellerimi hareket ettirdiğimde zemin daha şiddetli sarsılmaya başladı. Bu sefer gözlerimi açmadım çünkü gözlerimi açtığımda tekrar eski haline dönecekti sadece hafif güldüm. Ve ellerimi daha ileri uzatarak toprağı bükmeye çalıştım. Bu sefer gerçekten işe yarıyordu ! Evet ! Yaşasın işte bu ! diyordum içimden. Tam önümdeki toprağı çökertçektim ki ormanın derinliklerinden biraz gürültü duydum ve gözlerimi açıp sesin geldiği yöne baktım. Konsantrem bozulduğu için elementimde durdu. Ama bu sefer kendi gvenliğim için durdurmak zorundaydım. O tarafa doğru vücudumu döndüm ve olacak şeyler için ellerimi hazırda beklettim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Fautzin Knaak

Fautzin Knaak


Mesaj Sayısı : 151
Kayıt tarihi : 04/08/10
Yaş : 31

Biraz da çalışalım... Empty
MesajKonu: Geri: Biraz da çalışalım...   Biraz da çalışalım... EmptyCuma Ağus. 06, 2010 1:49 am

Sınıftakilerin hep sözünü ettikleri Rave Ormanına girmiştim, hepsi içeri girerken hangi duyularını körelttikleriyle övünürdü. İçimde onlardan daha iyi olduğumu kanıtlama ihtiyacı hissettim, sol kolumdaki bandanayı çözüp gözlerimi bağladım, kulaklar ve burun delikleri için ise yapabilecek bir şeyim yoktu. Çıplak ayaklarım dokunma duyumu güzel bir şekilde kullanmamı sağlıyordu, kara bandana sarılı gözlerim kumaşın içinde fıldır fıldır dönüyordu onlara bir süre görevlerini bırakıp dinlenmelerini söyleyebilmek isterdim fakat ne kadar kapalı tutmaya çalışırsam çalışayım etraftaki bir ses hemen açılmalarına neden oluyordu. Adımlarım hızlanırken tek düşünebildiğim karşıma çıkacak bir ağaç ya da kayadan ne şekilde sıyrılmam gerektiğiydi. Körlemesine yürümek sandığım kadar zor bir iş değilmiş diye düşünürken burnum bir ağacın tırtıklı gövdesiyle buluştu, hemen öncesinde duyduğum yaprak seslerinin bu kadar yakındaki bir ağaçtan geliyor olduğunu tahmin edebilmeyi diledim. Hata benimdi, gevşemiştim çünkü, toprak elementi de bana basit bir oyun yapmıştı bekli de.

Bandanayı çözdüm ve yeniden sol koluma bağladım. Biraz alıştırma yapmanın vakti gelmişti, pozisyonumu yeniden aldım, sızlayan burnum konsantre olmamı zorlaştırıyordu. Yine de toprak kabadayılık yapmayı severdi ve karşısında duranları daha çok severdi. İşte bu yüzden tüm zihnimi toprağa odakladım, ondan üstün olmadığımı kabul ederek fakat onun yardımına layık olduğumu hissederek sol ayağımı kaldırdım ve sert bir şekilde yere indirdim almış olduğum nefes ciğerlerimde duruyordu, sağ elimi keskin bir kavisle ileri iterken nefesimi verdim. Ayağımı vurduğumda yerden kopup yükselen ve tuttuğum nefes ile havada asılı kalan kaya parçası ileri ittiğim sağ kolumla gitmesi gereken düzlemi anlamıştı, saliseler sonra bıraktığım nefes onu da zincirlerinden kurtarmıştı ve büyük bir gümbürtüyle çakılmıştı biraz ilerideki tepeye. Sarsıntı dengemi bozmuştu biraz fakat meydan okumayı sürdürdüm, alçakgönüllü bir meydan okumaydı benimki fakat yine de istediği gücü elde edebiliyordum. Bağdaş kurup yere çöktüm, gözlerimi kapatıp dinlemeye başladım, az önce fırlattığım kaya etrafımdaki doğayı ve bu doğada yaşayan canlıları nasıl etkilemişti bunu dinliyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Angela Zoéy Queen

Angela Zoéy Queen


Kadın Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 01/08/10
Yaş : 27
Nerden : çorlu tekirdağ xD

Biraz da çalışalım... Empty
MesajKonu: Geri: Biraz da çalışalım...   Biraz da çalışalım... EmptyCuma Ağus. 06, 2010 2:30 am

Sesin geldiği yöne eğildim ve ağaçların arasında neler olduğunu görmeye çalıştım. Ama hiç bir şey görünmüyordu. Korunma iç güdülerim burdan kaçmamı istiyordu ama merakıma yenilmeye alışmıştım artık... Ve bir kez daha merakıma yenilip sesin geldiği yöne doğru ilerledim. Eğer bir şey olursa daha iyi koşmam için ayakkabılarımı çıkardım ve büyük çınar ağacının altına koydum. En azından yolumu kaybedersem ayakkabılarımı görünce yönümü bulabilirim diye düşünüyordum. Saçmalamaya başladığımı anlayınca tekrar sese konsantre olmaya çalıştım. Çıplak ayaklarım toprağaa sürttükçe kurumuş yaprakların rahatlatıcı sesleri geliyordu. Bu sesleri duydukça toprağın gücünü içimde daha da çok hissediyordum. Buda beni çok rahatlatıyordu. Biraz ilerleyince toprak elementini bükebilen birinin yapabileceği büyük kayayı gördüm. Kaya ilerideki görüş alanımı kısıtlıyordu. Hızımı yavaşlattım. Orada olacak her şeye hazırlıklı olarak ilerliyordum. Avuç içlerimi açtım ve konsantre olmaya çalıştım. Ellerimin içinde toprağın gücünü hissedene kadar orada bekledim. Yavaş yavaş toprak gücünü daha rahat bükebilmeye başlıyordum.

Kayaya doğru ilerledim ve kayanın önünde ne olduğunu bakmak için kafamı kayanın sağ tarafına doğru eğdim. Bağdaş kurup oturmuş yakışıklı bir çocuk gördüm. Gözleri kapalı olduğundan beni henüz görmemişti. Hazır görmemişken çocuğu süzme fırsatı elde etmek istemiştim. Siyah uzun saçları vardı. Biraz terlemiş olmalıydıki bir kaç tutam saçı alnına yapışmıştı. Oturduğu yerden bile uzun boylu olduğu belli oluyordu. Giydiği kıyafet kaslı vücudunu ortaya çıkarmıştı. Kulağında iki yada üç tane halka küpesi vardı. Uzaktan fazla göremediği için emin değildim. Ayakları çıplaktı. Daha iyi konsantre olmak için ayakkabılarını çıkardığını düşündüm. Ben onu süzerken birden çocuk gözlerini açtı ve ben daha saklanmaya fırsat bulamadan bana baktı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Fautzin Knaak

Fautzin Knaak


Mesaj Sayısı : 151
Kayıt tarihi : 04/08/10
Yaş : 31

Biraz da çalışalım... Empty
MesajKonu: Geri: Biraz da çalışalım...   Biraz da çalışalım... EmptyCuma Ağus. 06, 2010 4:00 am

Dinginlik aldığım her nefeste vücudumu etkisi altına alıyordu. Esen rüzgârı hissettim derimde, ter damlaları yavaş ve tedirgin hareketlerle süzülüyordu yer çekiminin etkisiyle ve rüzgâr onları teşvik ediyordu. Yıkılmaz bir bütündüm ben, toprakla bütündüm, dünyayla bütündüm ve bu bütünlüğü koruduğum sürece toprağı kullanacaktım, tabii onun gibi sert olmak koşuluyla. Yalnızca vücut olarak değil, düşünce olarak da sert olmaya çalışıyordum. Ateş beni sertleştiriyordu, su ise yumuşatıyor ve hava, o beni bölebiliyordu binlerce parçaya. Fakat toprak hep böyle ayaklarımın altında durduğu şekilde durmaz, benim yardımımla şekil değiştirir. Onu ben böler ben yumuşatırım, sertliğini ise benden alsa yeter. Kendime olan güvenim sarsılmadıkça yıkılmaz bir kaleyim, hiçbir zayıf noktası olmayan, girişi ya da çıkışı olmayan bir kale.

Nefesimi verirken girdiğim trans hali minik titreşimler tarafından bozuldu, ne kadar minik olursa olsun buna neyin sebep olduğunu görmek için gözlerimi açtım ve fırlattığım kayanın hemen yanından beni izleyen bir kızla göz göze geldim. Kendine has bir çekiciliğe sahip olduğunu düşündüm ilk olarak fakat bu hemen vazgeçebileceğim bir ayartmaydı bana nefsim tarafından yapılan. Kaşlarımı hafifçe çattım, bu kadar iç kesimlerde bir düşmana rastlamak pek olası değildi fakat yine de hızla ayağa kalktım gözlerimi bir an bile olsun bölgem olarak bellediğim alana girmiş yabancıdan ayırmadan. Aramızda en azından 40-45 ayaklık bir mesafe vardı ve onu üzerinde çalıştığım 5 adımlık hareketle duvara yapıştırabilirdim. Saldırı pozisyonumu alıp konuştum “Kimsin sen?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Angela Zoéy Queen

Angela Zoéy Queen


Kadın Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 01/08/10
Yaş : 27
Nerden : çorlu tekirdağ xD

Biraz da çalışalım... Empty
MesajKonu: Geri: Biraz da çalışalım...   Biraz da çalışalım... EmptyCuma Ağus. 06, 2010 4:14 am

Çocuk beni görünce kaşlarını çattı ve ani bir hareketle ayağa kalktı. Yılana bakan bir serçe gibi ona endişe ve korkuyla bakıyordum. O ise gerçekten bir yılan gibi saldırı pozisyonunu almıştı ve adeta tıslayarak “Kimsin sen?” dedi. Ben yutkundum ve kendimi savunmaya çalıştım. ' Şey üzgünüm... Seni rahatsız etmek istememiştim. Ben sadece elementim için şurada çalışıyordum ' dedim nerede olduğumu gösteren bir işaret yaparak. ' Sonra bir ses duydum ve sesin nereden geldiğine bakmak istemiştim. Yani üzgünüm gerçekten seni rahatsız etmek istememiştim. Özür dilerim... İstersen gidebilirm... ' diyerek sözlerimi bitirdim. Çocuğun benden büyük olduğu her halinden belliydi. Ve ne tepki vereceği hakkında gerçekten hiç bir fikrim yoktu. Beni kovacak mıydı ? Yoksa hiç bir şey demeden o mu gidecekti ? Yada benimle kavga ederdi ? Nasıl biri olduğunu bilmediğim için aklımdan türlü türlü sorular geçiyordu. Ama çocuğun bana pek iyi gözle bakmadığı kesindi. Çünkü bazıları çalışırken rahatsız edilmekten nefret ederlerdi. Ben ise sadece orada kimin olduğuna bakmak için gelmiştim. Yani sonuçta oradaki düşman bile olabilirdi...

Demin çocuğun gözleri kapalı olduğu için göz rengini görememiştim. Şimdi ise gözlerinin kahverengi olduğu çok net belliydi. Ama bana buz gibi gözlerle bakıyordu. Ne yapacağımı bilemiyordum. Yada çocuğun ne tepki vereceğini ? Ya benimle tartışırsa ne yapacaktım. Korkak gibi korkup kaçacak mıydım ? Yoksa ciddi ciddi onunla kavga mı edicektim ? Kafamda türlü türlü sorular dolaşıyordu. Cevabı hakkında hiç bir fikrim olmayan sorular... Yere eğdiğim kafamı kaldırdım ve çocuğun gözlerine baktım. Beni anlamasını istiyordum. Kim bilir benim hakkımda ne düşünüyordu ? Salak ? Şaşkın ? Dengesiz ? Bunu öğrenmek için çocuğun tepkisini beklemeye başladım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Fautzin Knaak

Fautzin Knaak


Mesaj Sayısı : 151
Kayıt tarihi : 04/08/10
Yaş : 31

Biraz da çalışalım... Empty
MesajKonu: Geri: Biraz da çalışalım...   Biraz da çalışalım... EmptyCuma Ağus. 06, 2010 8:35 pm

Kız özürler ve mazeretler geveledi fakat kelimelere gerek yoktu gerçekten üzgün olduğunu anlamam için, yüzüne yerleşen ifade, gözlerindeki o ürkek bakış yeterliydi. Onun düşman olmadığına emin olunca beraber neler yapabileceğimizi düşünmeye başladım, eğer yeterince kuvvetliyse alıştırma maksadıyla dövüşebilirdik. Bu gerçekten iyi olurdu çünkü cansız hedefleri vurmak-ezmek-yok etmek kolaydı ve bu kız bana olası bir düşmanın ne şekilde tepki vereceğini öğretebilirdi. “Demek elementin üzerinde çalışıyordun. O zaman beraber çalışma teklifim hoşuna gidecektir, ne dersin? Sen ve ben, merak etme sana çok sert davranmayacağım. Yalnızca geliştirdiğim birkaç tekniği bir bükücüye karşı kullanmak istiyorum böylece hatalarını ve geliştirilmesi gereken şeyleri öğrenebilirim.” dedim ve saldırı pozisyonunda kaldım, kızın da savunma pozisyonu aldığını görmek yüzümdeki tehditkar ifadeyi yok etmişti. Önde duran sol ayağımı sert fakat zarif bir hareketle sürttüm toprağa, bir yay çizmiştim ya da yarım daire, vücudum bulunduğu pozisyonun değişmesine isyan edercesine yalpaladı fakat dengemi kaybetmemeliydim. Sağ el bileğimin bulunduğu geriye dönük pozisyonu hızla değiştirdim dengemin yeniden sağlandığını hissettiğimde gözlerimi rakibime çevirdim, düşman olmamasına rağmen ona gerçekten de savuşturması zor bir saldırı yapacaktım. Bacaklarımı birbirlerine paralel gelecek şekilde düzelttim, biraz önce çizdiğim kavis önümdeki toprağı bilinçlendirmişti sanki, benim emrimi bekliyordu. İki kolumu omzumdan dirseğime kadar vücuduma yapıştırdım, üzerimdeki elbise kollarımı tamamen açık bırakacak şekilde dikilmişti, yalnızca sol kolumda siyah bandanam bağlıydı. Dirseklerimden el bileklerime kadar olan bölümü rakibime çevirdim, nefesimi tutuyordum ve avuç içim rakibime çevriliydi. İki yumruğumu da aynı anda sıktım ve nefesimi bir savaş narasıyla bırakırken yumruklarımı ileri ittim, toprak iki elimin iki ucunu oluşturduğu bir hilal şeklinde ilerlemeye başladı. Hilal yaklaşık bir metrelik bir tümsek halinde ilerliyordu, arkasında kalan zemin eski haline dönüyordu. Kızın arkası kayalarla kapalı olduğundan kolay kaçamazdı bu saldırıdan, zaten kontrolü duruşumu koruduğum sürece bu hilali yönlendirebilirdim. İlk bakışta kolayca anlaşılabileceği gibi zayıf noktası ortasıydı bu saldırının fakat kızın bunu keşfetmek için kalan süresi gittikçe azalıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Angela Zoéy Queen

Angela Zoéy Queen


Kadın Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 01/08/10
Yaş : 27
Nerden : çorlu tekirdağ xD

Biraz da çalışalım... Empty
MesajKonu: Geri: Biraz da çalışalım...   Biraz da çalışalım... EmptyCuma Ağus. 06, 2010 9:18 pm

Çocuğun tepkisini adeta nefes almadan bekliyordum. Çocuk suratındaki tehtidkar ifadeyi sildi ve sırtını dikleştirdi. “Demek elementin üzerinde çalışıyordun. O zaman beraber çalışma teklifim hoşuna gidecektir, ne dersin? Sen ve ben, merak etme sana çok sert davranmayacağım. Yalnızca geliştirdiğim birkaç tekniği bir bükücüye karşı kullanmak istiyorum böylece hatalarını ve geliştirilmesi gereken şeyleri öğrenebilirim.” dedi. Bana kızmadığına şaşırmış ve sevinmiştim. Ama tam ona elementimi iy kontrol edemediğimi söyleyecektim ki çocuk çoktan saldırı pozisyonunu almıştı. Bende çalışmak için iyi bir fırsat olduğu u düşündüm. Ve bende savunma pozisyonuna geçip yapacağı saldırıyı bekledim. Kollarımı uzattım ve parmaklarımın arasında boşluk kalmayacak şekilde avuç içimi düşmanıma doğrulttum. Herhangi bir saldırıda kalkan oluşturacaktım. Çocuk yere eğilip bir şeyler çizdi. Ama ne çizdiğini görmek için çok yakın değildim. Ellerini bana doğru uzattı. Dirsekleri vucüduna doğru gerildi. Ve ellerini yumruk yaparak bana doğru uzattı. Saldırı başlamıştı. Ben ne yaptığını anlayana kadar sadece ona baktım sonra ellerimi açtım ve dirseklerimi vücuduma dayandırdım ve konsantre olmaya çalıştım. Saldırısı bana yaklaşıyordu. Tam bana çarpacakken ellerimde toprağın gücünü hissettim kayadan kalkan yaptım. Ama yapmak için biraz geç kalmış olmalıyım ki o sarsıntı ile geri savruldum ve sırtım onun oluşturduğu kayaya çarptı ve ben yere yığıldım. Kolumun üstüne düşmüştüm.ç Kolumun sızladğını hissediyordum. Ama benimde ona saldırı düzenlemem lazımdı. Derslerde öğrendiğim şeyleri düşündüm. En basitlerinden ama benim en iyi yaptığım saldırıyı yapıcaktım. Toprak gücünden kocaman bir güç topu yaratım ona fırlatıcaktım. Ayağa kalktım ve ellerimi göğüs hizamda birleştirdim. Ellerimin arasında 15-20 santim boşluk vardı. Parmaklarımı açtım ve ellerimin arasında güç topunun oluşması için konsantre oldum. Hemen etkisini göstermeye başlamıştı bile.

Ellerimin arasında güç topu oluşmaya başlamıştı bile top büyüdükçe ellerimin arasındaki boşluğu arttırıyordum. Yeterince büyüdüğünü anlayınca ellerimi gerdirdim ve belimin hizasından geri çekip tekrar ileri uzatıp topu ona fırlattım. Belki onunkine göre çok zayıf bir saldırı olacaktı ama elimden gelen her şeyi yapmaya çalışıcaktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Biraz da çalışalım...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Evita Magt :: RP Out :: Site Geçmişi :: RPG Geçmişi-
Buraya geçin: